12 Eylül 2009 Cumartesi

HERŞEY KÖTÜYE GİDİYOR

40 ının çıkmasına ramak kala herşey ama herşey daha kötüye gidiyor.

o kadar çok ağladı ki dün, perişan olduk ailecek. sabah 2den gece 2ye kadar ağladı ve doğru dürüst uyumadı. meme emerken kriz çıkardı.

o ağladı, ben ağladım.

emzirmek şu bebeklik döneminde tek isteğim, neden olmuyor diye ağladım.

herşey düzelecek diye beklerken neden daha kötüye gidiyor diye ağladım.

temizlikçinin 23 gün küçük torunu, emip uyuyor, uyanıp emiyormuş, benimki neden öyle olmadı diye ağladım.

ne para, ne pul, ne zenginlik, ne başarı, şu günlerde tek dileğim yavrumu sütümle besleyebilmek, bu kadar masum ve kimseye zararı olmayan bir dileği gerçekleştirmek için, elimden gelen herşeyi yapmama rağmen, neden olmuyor, neyi yanlış yapıyorum diye ağladım.

gündüz hiç olmazsa 1 uzun uyku yapardı, onu da bıraktı diye ağladım.

büyük kızım okula başlıyor ve bu mutlu günlerini ağlayan bi anne ile geçiriyor diye ağladım.

evde şenlik havası olması gerekirken, matem havası var benim yüzümden diye ağladım.

2 memeyi de reddeddikten sonra yaptığımız mamayı da içmeyen kardeşini görünce, "anne demek ki senin sütünü içmiş" diye bana moral veren, yaşı küçük, yüreği ve aklı kocaman kızıma sarıldım ağladım.

Allah'ım yardım et, bitsin bu zor günler artık diye ağladım.

40 takvimi yapmıştık, her geçen güne neşeyle bir çentik atıyorduk kızımla. mutlu sona bir adım daha yaklaştık diyorduk.

ama ne mutlusu, her geçen gün daha da kötüleşiyor herşey.

artık memede uyuma günleri bitti. memedeki tüm seanslar ağlama ile bitiyor. doktor süt azalınca kızıyordur, emme bitince mama verin diyor.

önceden her ağlamada memeler sakinleştirici idi. hatta eşim, senin en büyük silahın derdi. artık o da yok.

dün tek becereceğim şey, emzirmek idi, onu bile yapamıyorum diye ağladım.

gün içinde yemediğim, içmediğim şey yok. öyle ki, kaç kutu still tea bitirdim doğumdan bu yana bilmem. ama yok yok... olmuyor. yaşımdan mı, kaygılı oluşumdan mı bilmem, arttıramıyorum sütümü. ben süt olsun diye yediklerimle fil gibi olduğumla kalıyorum.

7 gündür artık memeye de tepkili.

2 gündür de ağlama krizleri had safhada. uyutamıyoruz. 5 dakika uyuyor, ağlayarak açıyor gözlerini.

şimdi de annemin kucağında, annem uğraşıyor.

benim göğüslerim düzgün süt vermeyi bile başaramadığı için ben hiçbir işe yaramayan etkisiz elemanım.

üstelik ağlayarak, depresif olarak herkesin moralini bozuyorum.

lohusalığın başında, kulağımın dibinde bir ses, atlasana şu balkondan, kurtulacaksın deyip durmuştu. atla, hadi atla...resmen sürekli kulağıma fısıldıyordu. atla, kurtul...kızlarımı düşünüp kovdum bu sesi...

içime burgu gibi birşey yapışıp duruyordu, yüreğimi sıkıp sıkıp bırakmıyordu.

hormonlar dedi doktorlar, inandım. 40 güne hormonlar yerine oturacak, düzeleceksin dediler, inandım, düzeleceğime inandım.

düzeldim de...çok iyiydim, yazılarıma bakıyorum, onlar bile düzelmeye başladığımı gösteriyor. önceden daha mutsuzken, son yazılarım daha iyimser. ama ne olduysa şu son 2 günde, herşeyde başa döndük. yine lohusalığın başındaki gibiyim. herşey, her geçen gün yoluna gireceğine her geçen gün kötüye gidiyor.

dün akşam, o kadar ağladı ki artık, aspiratörde dahi sakinleşmeyince, acile gidelim bir baksınlar, bu çocuğun başka bir derdi var diye düşündüm. annemle eşim kızdılar.

ama yok böyle bir ağlama, aspiratör dahi avutmuyor, vaki değil böyle birşey...

ilk doğduğu hafta, günde 3er saatlik 2 uzun uyku yapardı. sonra bu uyku teke düştü, şimdi o da kalmadı.

ilk zamanlar, yatarak emzirdiğimde, hemen uykuya geçerdi. hatta ben de dinlenirdim o emzirme seanslarında, o lüksümüz de bitti...

sürekli Allah'ım yardım et diye yalvarıyorum. başka ne yaparım bilmiyorum.

okuyan arkadaşlar için not: lütfen kendinizi beni teselli etmek zorunda hissetmeyin. buraya içimi dökmek için yazıyorum. içimden geldiği şekliyle yazıyorum ki belki rahatlarım, belki ileride okuyunca gülerim, belki moralim düzelir diye...

9 Eylül 2009 Çarşamba

1 AYLIK OLDUK


Çekilenler unutulmasa, unutturacak güzellikler yaşanmasa, insan bir daha aynı şeye cesaret edebilir mi?
Bu günler de geçecek, tüm zorluklar geride kalacak. Bir gün bir dost meclisinde, kahkahalarla gülerek anlatacağım bu paranoyaları. Belki de bir gün bir yeni anneye akıl vereceğim. Bak benim de böyle böyle olmuştu diye...
Kuzum büyüyecek, tüm takıntılarımı unutacak, yine o günlerin tadını çıkaramamışım diye kahrolacağım.
Bir çocuğum daha oldu ve ben onun da ilk günlerini, hatta ilk 1 ayını rezalet geçirdim. Demek ki ben bu tip bir anneyim. Lohusalığa gelemeyen, bu stresi kaldıramayan biriyim...
Bir daha doğurmayacağıma göre, bir bebeğimin daha ilk ayını heba ettim. Anlamadım.

Evet, kuzum 1 aylık, hatta 35 günlük artık. Yavaş yavaş alışıyoruz birbirimize. Son günlerde, ağlamalara alışan ben, bu sefer süt miktarını taktım. Kızım sol memeyi emmiyor son 4 gündür. 5 dakika sonra avaz avaz ağlıyor memede. Hatta bazen her iki memeye de aynısını yapıyor, emmiyor. Sanırım süt az, yeteri kadar tazyikli gelmiyor, ona bozulup ağlıyor. Ben yine herşeyi felaketleştirme eğiliminde olduğum için, bu 4 günde zihnimde neler kurdum neler. Zihnimdeki felaket senaryolarına, kuzu emmedikçe, sütüm azaldı, sonunda kesildi, mamaya geçtik, bu olay bende iyice vicdan azabı yaptı. Hatta "emiyor mu diye soranlara ne derim ben" diye bile düşündüm. Emzirememek o kadar gurur kırıcı, o kadar ayıp birşey ki benim için...O derece sapıttım. Neyse bugün biraz daha iyiyim. Pırlanta gibi evlatlarını mama ile büyütmüş anneleri görünce sustum.

Kuzuya gelince, etrafa daha ilgili artık ve resmen gülücük atmaya başladı. Çok bilinçli değil, uzaklara bakarak gülüyor bazen, ilerideki birşeye bakıp da güler gibi. Bazen yüzüme bakarken dudaklarının kenarı kıvrılıyor. Mest oluyorum. İşte bunlar toparlamama yardımcı oluyor.

Aspiratör hala favorimiz. Nedensiz ağlamalarımızın sığınağı. Ailecek sofraya oturamıyoruz hala. Birimiz hanfendinin başında nöbetteyiz. Krize girdi mi hala sırtımdan terler boşanıyor. Hala misafirler konusunda gerginim, kendime güvenemiyorum. Birileri geleceğiz deyince felaket geriliyorum, düzenimiz bozulacak, ya onların yanında çok ağlarsa, ya yine emme krizi yaşarsak diye panikliyorum. Bu arada ben 35 yaşındayım, 20'li yaşlarında taze bir anne değilim, hani yazdım ki, kendim de okuyunca hatırlayayım, farkına varayım...

Dün de büyük kuzumun okulunda tanışma günü vardı. Gözlerim dolu dolu gittim. Öğretmeni ile tanıştık. Çok şeker birine benziyor. Umarım anaokulundaki kadar iyi olur talihimiz. İlkokul 1 çok önemli, hayatında bir dönüm noktası. Okul hayatını sevip sevmemeye karar vereceği yıl:)
Şansı, bahtı, zihni hep açık olsun yavrumun. Severek, mutlu olarak gittiği bir okulu olsun, önce mutlu, sonra da başarılı olsun...Kendisi şimdilik çok motive, hevesle pazartesiyi bekliyor. Anaokulundan 3 arkadaşı ile aynı sınıfta olması, çok samimi bir arkadaşımın oğlu ile aynı sınıfta olması da beni mutlu etti...

Dediğim gibi, bir gün, bir dost meclisinde yine, oof of, ne günlerdi, ne kadar manyaktım, neler düşündüm, neler yaptım diye anlatacağım bugünleri. Rakımdan bir yudum alıp, büyümüş, kocaman olmuş kızlarıma bakıp, gözlerim dolu dolu ama gülerek devam edeceğim anlatmaya. Yine yorumlarımla gülmekten kırıp geçireceğim etraftakileri...Bu hastalıklı düşüncelerin sahibinin ben olduğuma hayret edeceğim bir gün gelecek...Ben yine eski ben olacağım...




4 Eylül 2009 Cuma

SÜT MAFYASINA 1 KG KINA LÜTFEN

evet, tam 4 haftalıkkenki skorumuzu yazıyorum: 4.570 gr ve 55cm
doğum kilosu: 3.940 boyu: 50cm idi.
doktorumuz rutin mama takviyesi vermemekle beraber, doymuyor olabilir, sen de kafaya taktığın için sütün azalmış olabilir, daha çok alabilecekken, daha az kilo almış olabilir dedi. kilo alışı normal ama normalin alt sınırıdaymış tam tahmin ettiğim gibi...ağlamaların nedeni açlık olabilirmiş. nitekim mama takviyesini sıklaştırınca ağlamalar sanki daha azaldı. ne yapayım benim mandıra 35 inde ancak bu kadar süt verebiliyormuş.
süt mafyasına kına dağıtacağım. başta kayınvalideme. ilk aklıma o soktu sütün yetmiyor fikrini. bu fikir insanın beynine girmeye görsün zaten, düşüncesi bile yetiyor. lohusa insana en söylenmeyecek şeyi dann diye yüzüne söyleyen ve sütünün kaçmasına neden olan tüm insanları Allah bildiği gibi yapsın...kına yakın işte, yetmiyormuş sütüm, mama da vereceğiz, rahatladınız mı şimdi, şahsen ben rahatladım...mutlu olun, az geliyormuş süt, açlıktan ağlıyormuş çocuk, doğru tahmin etmişsiniz. zaten artsın diye geberdiğim sütüm de sayenizde azalıyormuş, negatif enerjiniz ve olumsuzluğunuz sayesinde hayatımı kararttınız ne kadar teşekkür etsem az...
doktora sütün rengi beyaz mı olmalı sarı mı, göğsün ucundan akmalı mı, göğüsler yumuşakken süt yok mudur türünden bayıcı sorular sordum. hepsini, sen bunları düşünme, rahat ol diye püskürttü. hatta beyaz mı sarı mı olayını o söyledi, sen şimdi bunu da sorarsın, komşundan duymuşsundur falan dedi...
sen hiçbirşey düşünme, rahat ol, bunları kafana takma, sütün çocuğuna yetecek dedi. ama benim gibi mükemmeliyetçi insan nasıl yapsın bunu? kaliteli anne olacağım, çocuğumu katıksız anne sütüyle besleyeceğim ya, kendimi öyle kasmışım.
ama şimdi saldım, dünden beri de rahatladım. açsa aç, çaresi var, mama takviye ederim. dünyanın sonu değil. bu sayede ben de rahat olurum. bugün emzirdim emzirdim, biberona da mama hazırladım, ısıtıcıya koydum, bıraktım anneme. büyük kızımı aldım, atladım arabaya alsancağa gittim büyük kızımla. annem ben çıktıktan yarım saat sonra mama içirmiş. 60cc içmiş. sonra uyumuş. demek açtı günlerce bu kuzu. inat etmeyip gündüzleri de mama verseydim bu kadar bağırmayacaktı. yine çok gazı var. bu da gerçek, dün doktor da söyledi, tek derdi açlık da değil ama, sorunun bir kısmı buymuş...
tunanın annesi hülyaya: doktorumuz hasan bey bizim. büyük kızımı onunla büyüttük. arada yanındaki lerzan hanıma da götürüyorum son yıllarda. ama hasan beyden 7 yıldır çok memnunum. pek çok arkadaşım ilgisizliğinden şikayetçi, ama biz büyük problem yaşamadık. aradığımızda genelde ulaştık. hatta ciddi problemlerde üniversite bağlantısı olması çok işimize yaradı. teşhislerine ve tedavi yöntemlerine çok güvenirim. asla gereksiz ilaç vermez. riske de girmez. geçen yıl kaç kere hastalandı, antibiyotik vermedi, viral diyerek...prof olduğu için böyle mesela tolga bey gibi yeni annelere fazla pış pış yapamıyor ama güvenilirlik konusunda tek geçerim...
neyse bugün, alsancakta dolandık danacığımla, bu büyüdü dana oldu artık, diğeri kuzu olsun. ona okul ayakkabısı aldık. kardeşine mothercareden sling aldık. almasam şişecektim, indirime de girmiş. bakalım bizim kuzu içinde oturmayı sevecek mi. doktor sabah akşam 15 dakika bahçeye çıkabilirsiniz dedi. bari bununla dolanır gelirim diye düşünüyorum. premaxx diye bir marka. 90 tl saydım kendisine, içime oturdu. bizim kuzu da bunun içine oturur inşallah...
evi arayıp da asayiş berkamal lafını duyunca, kızımla reyhanda pasta, çay keyfi yaptık. aman ne iyi geldi ruhuma ne iyi geldi.
eyyy lohusa cinleri, defolun gidin artık bizim evden anladınız mı, defolun, ittirin gidin hatta...bundan sonra da uğramayın ne bana ne de kimseye...
en sevdiğim ay geldi, eylül geldi...bundan sonra büyük kuzum okula başlayacak. küçük kuzum her geçen gün büyüyecek, bundan sonra güzel günler kapıda...
o kadar çok inanmak istiyorum ki bu yazdıklarıma....
zira dün akşam 2ye kadar uyumadı kuzu. mızık mızık mızık yaptı. üstelik meme + mama içmişti. mesela bu durumda biliyormu ki artık, gazı var ya da uykuya dalamıyor. derdi açlık değil...
gaz için de nurse harveys başladık. colinox bi halta yaramadı. hoş hasan bey bu şurupların sancı veya koliğe değil, gaz varsa dışarı atmaya yaradığını söylüyor. sancıya bi halt fayda etmiyor, içini çeke çeke ağlıyor yavru...
işte böyle, bakalım her gün ayrı bir bilinmezlik, her sabah acaba bugün nasıl geçecek diye uyanıyorum...
40' ından sonra bir düzen kurmaya başlarız umarım...

2 Eylül 2009 Çarşamba

GAZLI GÜNLERE DEVAM

Yarın doktora gidiyoruz artık bu ağlamalar yüzünden. evdeki kimsede sabır kalmadı. dahası çok çaresiz hissediyor insan bağıra bağıra yırtına yırtına ağlayınca.
bazen aspiratörde bile susmaz oldu bugün. annecim bile, kızım azıcık mama yapıp versek demeye başladı. sen de mi sütün yetmiyor diye düşünenlerden oldun anne deyince, yok yok alışkanlık olmuş olmasın diye beni üzmemek için yumuşattı.
mama verecektim ama veremeden uykuya daldı. bugün yine bütün öğleden sonra saat başı meme emdi. böyle olunca bende de süt birikmiyor. ondan sonra akşama iyice deliriyor.
geçen akşam da böyle olunca 60cc mama verdik, dibine kadar içti.
ama bugün de ağladı ağladı, direndim mama vermedim ve uyudu.
ben anlayamıyorum, bakalım yarın doktor ne diyecek.
bizim doktorda gri yoktur, siyah ya da beyaz. kilo alışı sınırlar içindeyse sorun yok diyecek. eee ağlıyor, ağlar, ilk 3 ay ağlar, geçecek, gazdır, boktur, püsürdür. kısacası hamama giren terler, çekeceksin diyor.
zavallı kocam ertesi gün işe gidecekken, uykusuz kalıp saatlerce uyutmaya çalışıyor.
zavallı anacım, hem büyük kızımın bakımını, hem evin yemeğini çekip çevirip, bir de üstüne benim ağlama dönemlerimde teselli edilmem, bebeği sakinleştirme, geceleri uyutmaya çalışma nöbetini devralma gibi işlere koşturuyor.
ben desen, insanlıktan çıktım. sanki günün 24 saati emziriyorum. sakinleşmeyince geriliyorum. uykusuzum, hepimiz uykususuz. uykusuzluk koymayacak, 2 saaatte bir kalkıp sakin sakin emip geri uyusa bile razıyım. ama böyle çaresizce ağlamalarını dinlemek çok zor çok...
ayrıca bir can sıkıcı konu daha, yüzükoyun uyutuyorum gündüzleri. çünkü sırtüstü yatırınca zırt pırt uyanıyor. yüzükoyun yatırınca gündüz, bir uzun uyku yapıyor hiç değilse. sürekli başında bekliyoruz, odada yalnız bırakmıyoruz ama içim de rahat değil. doktorumuz, yüzükoyun yatırma da nasıl yatırırsan yatır demişti.
ayrıca 2 haftalıktan beri biberon veriyoruz, yine doktorumuz biberon yok, mama gerekirse kaşıkla demişti.
hülyanın tunasının ilk günlerini okuyorum, sanki aynı şeyleri yaşamışız. zaten doktorumuz da aynı. o da yüzükoyun uyutmuş, o da mama ve biberon vermiş.
ben de onun bir postunda yazdığı gibi, mama vermeyi gurur sorunu yapan annelerdenim. çok üzülüyorum mama verince, içim kıyılıyor. içmeyip bırakırsa sevinçten deliye dönüyorum. ama bizimki son zamanlarda içiyor. ama genelde çevremdeki anneler anne sütü+mama veriyor. yaşlarımız ilerlediğinden midir bilmem, süt üretemiyoruz galiba yeterli. bir de bunu saklayanlar da oluyor, ben saklamıyorum ama verdiğime çok üzülüyorum açıkçası. hani ilk 6 ay sadece anne sütü verirsen daha kaliteli bir annesin gibi saplantılı bir düşüncem var.
gaz damlası olarak verdiğimiz colinox'un bir halta yaramadığını düşünüyorum. yarın söyleyeceğim. zinco, lefaz ve om-x gibi isimler önerildi, bizim dr bu damlaların faydasına inanmıyor, anneler kendilerini rahatlatmak için kullanıyor diyor ama denize düşen yılana sarılır.
geçen hafta da çarşamba ve perşembe çok sancılı geçmişti. bu çarşamba da öyle geçti, bakalım yarın nasıl geçecek.
dahası kilo alışını merak ediyorum. benim hesaplarıma göre, alt sınırda kilo aldı. bakalım dr ne diyecek? belki de gerçekten aç ve bundan ağlıyor, belki de mucizevi bir şekilde sorununun ne olduğu ortaya çıkacak yarın... derdini bileyim artık da, buna bile razıyım, gerçekten...
büyük kuzucum ise bugün beni ağlarken gördü yine, zaten kardeşi doğduktan sonra o kadar çok gördü ki ağlarken, çocuk da zorla bunalıma girecek sayemde.
bir arkadaş çok depresif yazıyorsun demiş. çok haklı. oysa gerçekte çok neşeli ve hayattan keyif almasını bilen bir insanım, gerçekten. eski ben ne zaman geri gelecek bilmiyorum....
40' ında mucizevi bir değişim olmuyor ama 40ına çok bel bağladım. eskiler demişse vardır bir bildikleri, en azından 40ından sonra düzelme başlar diyorum...
önümüzdeki hafta kuzunun okuluna gideceğiz, o önemli bir mihenk taşı hayatımızda. öğretmeni ile tanışacağız.
sonra 14ünde okula başlayacak, o daha da önemli bir mihenk taşı...
o gün 40' ı çıkacak kardeşinin.
sonra bayram...
bayramdan sonra, 2 aylık olsun diye bekleyeceğiz...
büyük kızım 2 aylıkken salyalanmış ve acaip düzene girmişti. salyalanma sindirim sisteminin olgunlaşma belirtisidir diye okumuştum.
ama bu kuzu farklı, bakalım yarın doktor ne diyecek?