Bir dolu yazı yazdım word'de. Buraya kopyalamak üzere. İlgili dosyayı kaydetmeden kapatıp, buraya da yazdıklarımı yapıştırmayı beceremediğim için hepsi uçtu.
Kısaca özet geçmiştim aylar boyunca neler olduğuna dair...
Büyük kızım gitarda oldukça ilerledi, girdiği sınavda çok iyi bir not aldı. Karnesi de hepsi pekiyi geldi. Çenesi haricinde akademik başarısından yana bir sıkıntımız yok çok şükür. Ama tüm öğretmenlerinin ortak şikayeti: "çok konuşuyor" Ne yapalım, ileride çenesini kullanacağı bir meslek seçer, bu yönünü artıya çevirir belki, ne diyeyim. Öyle ümit etmek istiyorum...
Küçük kızım emzirmeyi bıraktı. 3 Mayıs 2011'de tam 21 aylıkken.
Eşimle planladığımız başbaşa Roma seyahatine çıktık aynı tarihte. Bu seyahat vesile oldu. Hayatımdaki son emzirmeyi yaptım ve bu defteri kapattım. Kendi açımdan çok acıklıydı. Ama miniğim benden kolay alıştı. Ben yokken hiç sorun çıkarmamış. Ben geldiğimde, direkt kucağıma atlayıp "m.e.m.e" dedi. Ancak ben, klasik yara bandı yapıştırma yöntemini uygulamıştım. Açtım ve uf oldu diye gösterdim, doktor amca bunları yapıştırdı, artık m.e.m.e yok, sen de büyüdüğün için sütü biberondan içebilirsin dedim.
Allah biliyor ya, o bakışları hiç unutamayacağım. Öyle bir çaresiz, anlamaz, anlam veremez bir şekilde baktı ki, eline aldığı emziği, tekrar ağzına koydu. Büyük insan gibi iç geçirdi, başını göğsüme yasladı ve mahzun mahzun uykuya daldı...
Birkaç kere daha sordu sonra, eşim bile "hadi ver ya, yazık boşver" dedi. çok ısrarcı olmadı ama minnoşum. sadece sordu, ben de her seferinde aynı şeyi söyledim. Eğer geri dönseydim ki benim de içimden çok geçti, sonra bırakmam çok daha zor olacaktı. Muhtemelen hala emziriyor olurdum. Anne sütünü bırakması bize deliksiz uyku olarak geri döndü. 21 ay boyunca 3 saatten uzun uyumamış kızım, deliksiz gece uykularına başladı. Maşallah diyeyim...
Ayrıca biberondan süt içiyor artık lıkır lıkır. Süt canavarı oldu, ağzına koymayan çocuk.
ama ben göğsümdeki o hallerini çok özlüyorum. Hayatımın emzirme sayfası kapandı. Neyse sağlık olsun...
Roma anılarını ayrı bir postta yazacağım. Ayrı ayrı yazayım ki unutmayayım. Ayaklarımız su toplayana, yorgunluktan her bir kemiğimiz ağrıyana, akşamları baygın vaziyette uyuyacak kadar yorulana kadar gezdik. Neredeyse hep yürüdük. Yavrularımızı çok özledik. Güzel yemekler yedik, güzel şaraplar içtik. Yüklü telefon faturası, kredi kartı ekstresi, Al Sogno'dan alınmış oyuncaklarla kızlarımıza döndük.
Detayları yazacağım sonra.
Roma'dan sonra ben iş için Budapeşte ve Hollanda'ya gittim. Hollanda seyahatine 1 gecelik Amsterdam da sıkıştırdım. Bu aralar leyleği havada gördüm. Gezme zamanı çok kısıtlı olsa da güzeldi...
Kuzular ne kadar büyüdü, neler yapıyorlar, ailecek yaptığımız tatil...bunları hep yazacağım. Kayıtlara geçsin...
Kısaca özet geçmiştim aylar boyunca neler olduğuna dair...
Büyük kızım gitarda oldukça ilerledi, girdiği sınavda çok iyi bir not aldı. Karnesi de hepsi pekiyi geldi. Çenesi haricinde akademik başarısından yana bir sıkıntımız yok çok şükür. Ama tüm öğretmenlerinin ortak şikayeti: "çok konuşuyor" Ne yapalım, ileride çenesini kullanacağı bir meslek seçer, bu yönünü artıya çevirir belki, ne diyeyim. Öyle ümit etmek istiyorum...
Küçük kızım emzirmeyi bıraktı. 3 Mayıs 2011'de tam 21 aylıkken.
Eşimle planladığımız başbaşa Roma seyahatine çıktık aynı tarihte. Bu seyahat vesile oldu. Hayatımdaki son emzirmeyi yaptım ve bu defteri kapattım. Kendi açımdan çok acıklıydı. Ama miniğim benden kolay alıştı. Ben yokken hiç sorun çıkarmamış. Ben geldiğimde, direkt kucağıma atlayıp "m.e.m.e" dedi. Ancak ben, klasik yara bandı yapıştırma yöntemini uygulamıştım. Açtım ve uf oldu diye gösterdim, doktor amca bunları yapıştırdı, artık m.e.m.e yok, sen de büyüdüğün için sütü biberondan içebilirsin dedim.
Allah biliyor ya, o bakışları hiç unutamayacağım. Öyle bir çaresiz, anlamaz, anlam veremez bir şekilde baktı ki, eline aldığı emziği, tekrar ağzına koydu. Büyük insan gibi iç geçirdi, başını göğsüme yasladı ve mahzun mahzun uykuya daldı...
Birkaç kere daha sordu sonra, eşim bile "hadi ver ya, yazık boşver" dedi. çok ısrarcı olmadı ama minnoşum. sadece sordu, ben de her seferinde aynı şeyi söyledim. Eğer geri dönseydim ki benim de içimden çok geçti, sonra bırakmam çok daha zor olacaktı. Muhtemelen hala emziriyor olurdum. Anne sütünü bırakması bize deliksiz uyku olarak geri döndü. 21 ay boyunca 3 saatten uzun uyumamış kızım, deliksiz gece uykularına başladı. Maşallah diyeyim...
Ayrıca biberondan süt içiyor artık lıkır lıkır. Süt canavarı oldu, ağzına koymayan çocuk.
ama ben göğsümdeki o hallerini çok özlüyorum. Hayatımın emzirme sayfası kapandı. Neyse sağlık olsun...
Roma anılarını ayrı bir postta yazacağım. Ayrı ayrı yazayım ki unutmayayım. Ayaklarımız su toplayana, yorgunluktan her bir kemiğimiz ağrıyana, akşamları baygın vaziyette uyuyacak kadar yorulana kadar gezdik. Neredeyse hep yürüdük. Yavrularımızı çok özledik. Güzel yemekler yedik, güzel şaraplar içtik. Yüklü telefon faturası, kredi kartı ekstresi, Al Sogno'dan alınmış oyuncaklarla kızlarımıza döndük.
Detayları yazacağım sonra.
Roma'dan sonra ben iş için Budapeşte ve Hollanda'ya gittim. Hollanda seyahatine 1 gecelik Amsterdam da sıkıştırdım. Bu aralar leyleği havada gördüm. Gezme zamanı çok kısıtlı olsa da güzeldi...
Kuzular ne kadar büyüdü, neler yapıyorlar, ailecek yaptığımız tatil...bunları hep yazacağım. Kayıtlara geçsin...