14 Kasım 2008 Cuma

I.S.S.I.Z A.D.A.M

son günlerde seyrettiğim en sıcacık filmdi, ıssız adam...
kıpır kıpır etti içimi, beni benden aldı götürdü. neydi bu kadar güzel olan diye anlatmaya kalksam, sıradan bir hikayeden öte birşey çıkmayacak ağzımdan.
ama işte, bu sıradan hikayeyi böyle güzel, böyle çarpıcı, böyle dokundurucu anlatmış çağan abimiz...belki de ben çok hazırdım etkilenmeye, belki ben çok motive gittim bilmiyorum. ama koltuğa çivilendim, nefes alamadım, ağlamadım sonunda ama vuruldum...evet ben bu filme vuruldum. bu filmde istanbula tekrar aşık oldum. bu filmde aşık olmanın ne kadar güzel olduğunu tekrar hatırladım.
hikaye bir metropol aşkını anlatıyor. alper kendi cafe' si olan bir genç adam. mutfağa giren, güzel ve yaratıcı yemekler yapan, şarap içmeyi seven, şaraptan anlayan ince ruhlu erkek profiliyle hepimizin gönül telini şöööyle bir titretiyor. ama yalnız bir adam alper. anadoludan gelmiş. iliklerine kadar istanbullu olmuş. çılgın kalabalık içinde ama yalnız. filmin başında hep bu sahneleri görüyoruz. tüm zevkleri tatıp, hep bir ilerisini, daha başkasını aramanın özlemiyle olmadık şeyler deniyor. aşk yok sadece seks var hayatında. parayla seks yaptığı kadınlar, tek gecelik ilişkiler var. hiçbir zaman yatağında bir kadınla uyumuyor ama. başkasıyla uyuyamıyor, öyle kanıksamış yalnızlığını...
sonra adayı tanıyor tesadüfen. hayatı değişiyor, sevmeyi, dokunmayı öğreniyor ama öğrendiklerinden ürküyor. kendi soğuk ve paslı yalnızlığına geri dönmeyi istiyor, bir süre mücadele ediyor. sonra vazgeçemiyor alışkanlığından.
bir aşk filmi olarak elbette daha güzel, daha dokunaklı, daha acıklı, daha ajite olabilirdi, ama bu haliyle öyle yalın, öyle gerçek, öyle aydınlık ki bu film...insan şöyle olsaydı bile diyemiyor, ben diyemedim. tam olması gerektiği gibi olmuş bence.
istanbul sahnelerine eridim bittim, daha da bir özledim.
müzikler özellikle 70' li yıllardan seçilmiş. nil burak, ayla dikmen, semiramis pekkan, insan dinledikçe dinleyesi geliyor. bir filme bu kadar mı yakışır dedirtiyor. o yıllardaki temiz ve sade aşkları mı hatırlatsın diye seçildiler bilmem...
belki de benzeri bir hikayem olduğu için geçmişimde bu kadar tutuldum bilmiyorum, ama ben bu filmi çok sevdim, çooook sevdim...

Hiç yorum yok: