o kadar çok ağladı ki dün, perişan olduk ailecek. sabah 2den gece 2ye kadar ağladı ve doğru dürüst uyumadı. meme emerken kriz çıkardı.
o ağladı, ben ağladım.
emzirmek şu bebeklik döneminde tek isteğim, neden olmuyor diye ağladım.
herşey düzelecek diye beklerken neden daha kötüye gidiyor diye ağladım.
temizlikçinin 23 gün küçük torunu, emip uyuyor, uyanıp emiyormuş, benimki neden öyle olmadı diye ağladım.
ne para, ne pul, ne zenginlik, ne başarı, şu günlerde tek dileğim yavrumu sütümle besleyebilmek, bu kadar masum ve kimseye zararı olmayan bir dileği gerçekleştirmek için, elimden gelen herşeyi yapmama rağmen, neden olmuyor, neyi yanlış yapıyorum diye ağladım.
gündüz hiç olmazsa 1 uzun uyku yapardı, onu da bıraktı diye ağladım.
büyük kızım okula başlıyor ve bu mutlu günlerini ağlayan bi anne ile geçiriyor diye ağladım.
evde şenlik havası olması gerekirken, matem havası var benim yüzümden diye ağladım.
2 memeyi de reddeddikten sonra yaptığımız mamayı da içmeyen kardeşini görünce, "anne demek ki senin sütünü içmiş" diye bana moral veren, yaşı küçük, yüreği ve aklı kocaman kızıma sarıldım ağladım.
Allah'ım yardım et, bitsin bu zor günler artık diye ağladım.
40 takvimi yapmıştık, her geçen güne neşeyle bir çentik atıyorduk kızımla. mutlu sona bir adım daha yaklaştık diyorduk.
ama ne mutlusu, her geçen gün daha da kötüleşiyor herşey.
artık memede uyuma günleri bitti. memedeki tüm seanslar ağlama ile bitiyor. doktor süt azalınca kızıyordur, emme bitince mama verin diyor.
önceden her ağlamada memeler sakinleştirici idi. hatta eşim, senin en büyük silahın derdi. artık o da yok.
dün tek becereceğim şey, emzirmek idi, onu bile yapamıyorum diye ağladım.
gün içinde yemediğim, içmediğim şey yok. öyle ki, kaç kutu still tea bitirdim doğumdan bu yana bilmem. ama yok yok... olmuyor. yaşımdan mı, kaygılı oluşumdan mı bilmem, arttıramıyorum sütümü. ben süt olsun diye yediklerimle fil gibi olduğumla kalıyorum.
7 gündür artık memeye de tepkili.
2 gündür de ağlama krizleri had safhada. uyutamıyoruz. 5 dakika uyuyor, ağlayarak açıyor gözlerini.
şimdi de annemin kucağında, annem uğraşıyor.
benim göğüslerim düzgün süt vermeyi bile başaramadığı için ben hiçbir işe yaramayan etkisiz elemanım.
üstelik ağlayarak, depresif olarak herkesin moralini bozuyorum.
lohusalığın başında, kulağımın dibinde bir ses, atlasana şu balkondan, kurtulacaksın deyip durmuştu. atla, hadi atla...resmen sürekli kulağıma fısıldıyordu. atla, kurtul...kızlarımı düşünüp kovdum bu sesi...
içime burgu gibi birşey yapışıp duruyordu, yüreğimi sıkıp sıkıp bırakmıyordu.
hormonlar dedi doktorlar, inandım. 40 güne hormonlar yerine oturacak, düzeleceksin dediler, inandım, düzeleceğime inandım.
düzeldim de...çok iyiydim, yazılarıma bakıyorum, onlar bile düzelmeye başladığımı gösteriyor. önceden daha mutsuzken, son yazılarım daha iyimser. ama ne olduysa şu son 2 günde, herşeyde başa döndük. yine lohusalığın başındaki gibiyim. herşey, her geçen gün yoluna gireceğine her geçen gün kötüye gidiyor.
dün akşam, o kadar ağladı ki artık, aspiratörde dahi sakinleşmeyince, acile gidelim bir baksınlar, bu çocuğun başka bir derdi var diye düşündüm. annemle eşim kızdılar.
ama yok böyle bir ağlama, aspiratör dahi avutmuyor, vaki değil böyle birşey...
ilk doğduğu hafta, günde 3er saatlik 2 uzun uyku yapardı. sonra bu uyku teke düştü, şimdi o da kalmadı.
ilk zamanlar, yatarak emzirdiğimde, hemen uykuya geçerdi. hatta ben de dinlenirdim o emzirme seanslarında, o lüksümüz de bitti...
sürekli Allah'ım yardım et diye yalvarıyorum. başka ne yaparım bilmiyorum.
okuyan arkadaşlar için not: lütfen kendinizi beni teselli etmek zorunda hissetmeyin. buraya içimi dökmek için yazıyorum. içimden geldiği şekliyle yazıyorum ki belki rahatlarım, belki ileride okuyunca gülerim, belki moralim düzelir diye...