16 Nisan 2010 Cuma

NEDEN İKİNCİ ÇOCUK?





Özgür anne sormuş kaç çocuk yapmalı diye...
Benim de zaten iki çocuklu hayat üzerine yazasım vardı iyi denk geldi.
Fotoğrafta vaktinde OİP’in dalga geçtiği gibi şekil yaptım. Parçaları birleştiren çocukların resmini görür...
Şimdi efendim, önce kendi çocukluğumdan başlamam gerek izninle günlük.
Ben tek çocuğum, kardeşsizim. Haliyle bu konuda birşeyler diyebilesim var. Hayatım boyunca hep ama hep kardeş özlemi çektim. Kendimi bildim bileli kardeş istedim.

Küçükken evde oyun arkadaşı olmamasıydı beni üzen. Çoğu arkadaşımın ablası ya da abisi vardı. Ben yalnızdım. Hem sonra geceleri odada yalnız uyumaya korkuyordum. Sırf bu korkum yüzünden, odada bir nefes daha olsun diye, geceleri kanaryamın kafesini getirip kendi odama taşırdım. Annem kızardı tüyleri saçtın her tarafa diye. Ne komik, acıdım kendime buradan bakınca. Kardeş işte bu yüzden önemliydi, hem evde canım sıkılmayacaktı, hem geceleri korkmadan uyuyabilecektim, hem ben de herkes gibi kardeş sahibi olmuş olacaktım. Bu kadar yalındı düşüncelerim. Tam bir çocuğa yaraşır cinsten.
Muhtemelen kızım da geçen sene, benzer sebeplerle kardeş de kardeş diye tutturmuştu.

Annemin bir sağlık sorunu nedeniyle başka kardeşim olmadı. Hiç arkadaşsız kalmadım, çok dostum, arkadaşım oldu. kuzenlerim vardı. Çoğu ile kardeş kadar yakın olsak da kardeş gibi olamadık, olamayız da...Bu benim düşüncem, kardeşi olmayıp da yaşadığı hayattan hep çok memnun olan, eksikliğini ben hissetmedim diyen arkadaşlarım da var.

Büyüdükçe evde bir dert ortağı aradım ben. Özellikle ergenliğin o buhranlı günlerinde, arkadaşlarıma bakıyordum da, hep ablalar-abiler arada bariyer oluyordu. Daha az hasarla atlatıyorlardı bu dönemi. Kardeşi olanlar da en azından anne-babaya karşı, evde zaman zaman tek vücut olabilme avantajına sahiptiler. Bense hep tek başıma geçtim o yollardan. Hiçbir zaman anlaşıldığımı hissetmedim. O yalnızlık duygusu hiç peşimi bırakmadı. Annemle babam yeri geldiğinde nasıl da birlik olup bana karşı durabiliyorlardı. Benimse yanımda kimsem yoktu destek olacak. Birçok arkadaşımın annesi dengeleri sağlardı evde. Benimki ise bunu hiçbir zaman yapamadı. Ortaokuldayken bir arkadaşın anket defterine yazdıklarımı okuduğunda, gelip benimle konuşmak yerine, gidip babama da okutmuştu mesela. Sonra gelsin fırçalar, yasaklar. İşte bunun gibi nedenlerle kendimi hep yalnız hissettim. Ama yanlış anlaşılmasın, hep sevildiğimi hissettirdiler bana. Sevgi eksikliği değildi derdim. Ama daha da çoğunu istiyordum. Bana aldıklarının yarısına, hatta 3’te birine razıydım. Zaten iki öğretmen maaşı ile öyle bollum bollum bir hayatımız olmadı ama bunun bile yarısı kabulümdü.

Evlendikten sonra ne olduysa, annem ve babamın evliliği çatırdamaya başladı. Çok gergin günler geçirdik. Tek çocuk olarak çok arada kaldım, çok yıprandım. İstemeden eşim de dahil oldu olaylara. Paylaşacak başka kimsem yoktu. Ama o da olaylara dahil oldukça, bir süre sonra benim üzüntümden dolayı, onlara kızmaya başlıyordu. Arada çok ince bir çizgi var. Derdimi paylaşayım derken, eşimle ailemin arasını bozmak da vardı. Birkaç sene içinde boşandılar.

Sonrası ayrı bir can sıkıcı periyot zaten. hiç girmiyorum. Yine seneler boyu lanet ettim kardeşsizliğime.

Derken 2008’de babam aniden rahatsızlandı ve hastaneye düştü. 4 ay ömrümden ömür tüketen günler yaşadım. O dönemde onun yanında kardeşleri vardı. Neredeyse son nefesine kadar ablası başucundaydı. Ben akşama kadar çalışıp, sonra hastaneye uğrayıp, ihtiyaçlarını karşılayıp, bitap bir şekilde eve geliyordum. Fiziksel yorgunluktan ziyade, onun gözümün önünde eriyip bitmesini izlemek tüketti beni. Yine yalnızdım. Yine benim hissettiklerimi anlayacak, paylaşacak, benim gibi hissedecek biri yoktu. Yine eşim büyük destekçimdi. Ama kardeş başka, başka olmalı en azından. Yaşamadığım için bilmiyorum kardeş nasıl birşeydir. Ben hep öyle hayal ettim. Birçok arkadaşım, sen böyle çırpınırken, herşeye kayıtsız kalan, hastaneye bile uğramayan bir kardeşinin olmasındansa, olmaması daha iyidir dedi, yaşadıkları örneklerden dem vurarak. Ben öyle olacağını sanmıyorum, olmazdı. Benim diğer yarım gibi olurdu bence...neyse...

O 4 ayın sonunda babamı kaybettik. Ben işte o dönemde kararımı verdim. Kızımın kardeşi olmalı dedim. O günlere kadar, kesinlikle niyetim yoktu bir çocuk daha doğurmaya.
Babam edebiyat öğretmeniydi. Kardeş sözcüğünün, karındaş kelimesinden geldiğini söylemişti bir gün. Karındaş, aynı karnı paylaşan kişiler yani. Kızımın da aynı karnı paylaştığı, onu çok seven, bu dünyada katıksız güven duyabileceği bir kişisi daha olsun dedim. Hem yaşadıklarımı düşündüm. İnşallah onlar böyle şeylerle uğraşmaz ama, olur da kötü bir durumla karşılaşırlarsa, birbirlerine sarılabilsinler dedim...

Kızımı büyütürken, ikinci çocuk fikrine o kadar uzakmışım ki, pusetini, kıyafetlerini, oyuncaklarını, herşeyini dağıtmışım birilerine. Hiçbirşeyini saklamamışım. Oysa bakıyorum, şimdi ikinciyi zinhar düşünmüyorum diyen arkadaşlar bile vermiyorlar böyle pahada ağır şeyleri sağa sola. Demek niyet var kafada bir yerlerde. Oradan anlıyorum.

Babamı kaybettikten sonra hayat elbette yine aynı akışıyla devam etti. 5 ay sonra ise, sürpriz bir şekilde hamile kaldığımı öğrendim. İnanamadım. Başta çok üzüldüm itiraf ediyorum. Aldırmayı bile düşündüm. Bir kere, hamileliğin son dönemleri izmirin nefret sıcaklarına denk gelecekti. Üstelik bebek doğduktan 1.5 ay sonra kızım ilkokul 1’ e başlayacaktı. Hayatının en önemli dönüm noktalarından birinde, evde viyk viyk bir kardeş olacaktı. Onunla gerektiği kadar ilgilenemeyecektik. Sonra kararım aklıma geldi. Demek ki uygun zaman bu zamanmış dedim ve doğurmaya karar verdim.

Hamileyken neler yaşadığımı ve doğum sonrası 8 ayın nasıl geçtiğini bir sonraki yazıma bıraktım...

12 yorum:

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

ikinciyi zinhar düşünmüyorum diyenlerden biri de benim ama abimlere saklıyoru yahu :)

ilknur malcı dedi ki...

çok dokundu yazı bana.ikinci cocuk tartışmasında en samimi ve gerçekçisi bu yazı sanırım.

gunebakan dedi ki...

hülyacım yemezler güzelim :):):)
böyle diyenden korkacaksın...

ilknurcum, bu benim hikayem. dediğim gibi kardeşsiz yaşantısından çok hoşnut olan arkadaşlarım var. kardeşi olup da senelerdir küs olan, küs ölen tanıdıklarım var. piyango mudur, yetiştirme midir, karakter midir, yaşam koşulları mıdır, nedir bunu böyle yapan bilmiyorum ama böyle uç örnekler de var.
ben kendi hikayemi yazdım. herhangi birine kararında etkili olabilmek adına değil, sadece içimi dökmek adına. uzun süredir yazasım vardı.

serpil dedi ki...

çok duygulandığımı belirtmek istiyorum... biz 3 kardeşiz ve üçümüzde ayrı yerlerdeyiz ben en küçüktüm ve yazdıklarınızı okurken ne kadar yalnız kaldığım aklıma geldi :) ve şu an 9 yaşında bir oğlum 2 yaşında bir kızım var bahsettiğiniz sebeplerden dolayı bir kardeşi olsun yalnız kalmasın mantığı ile düşünülen ikinci çocuk durumu... ilk başlarda çok zordu çünkü oğlumda ilkokula başlamıştı ve yarıyıl tatilinde kardeşi geldi o kadar şaşkındıki birdenbire suçiçeği çıkardı! neyse hayat hikayeme başlamışım gibi oldu ama benzer özellikler görünce paylaşmak istedim :) ailenizle birlikte mutluluklar dilerim belirtmeden geçemiycem iyi ki varlar ben şu an hiç pişman değilim...

nuray ege dedi ki...

merhaba benim de 2 kız kardeşim var.ama gönlüm isterdi ki birde erkek kardeşim olsun.inanılmaz duygulandım.aile çatırdamalarında en büyük paylaşım hep kardeşlerle oluyor eşler ne kadarda olsa dış kapının mandalıdır:))) ben 6,5 aylık hamileyim riskli ve zor bir gebelik geçiriyorum bu şekilde olsamda yine de ikinci çocuk planlarım bile var:))) sağlıcakla kalın...

yeliz dedi ki...

günebakanım, burdakilerin bir kısmını önceden bilmeme rağmen okuyunca bi garip oldum.
2. kısmı heyecanla bekliyoruz

Unknown dedi ki...

Çok duygulandım, bu okuduklarım .ok etkiledi beni. Kardeşi olmadığı halde, kardeşi varmışcasına paylaşmışsın kendi içinle sanki duygularını, yaşadıklarını gibi hissettim. Benim çok şükür candan çte can olan bir erkek kardeşim var. Olmasaydı neler kaçırmış olabileceğimi düşündükçe, sana sonuna kadar hak veriyorum.

Çocuklarıyla arkadaş gibi olabilen ebeveynlerin, yıllar geçince kardeşlerle kurulan ilişkiye benzer bir iletişime geçtiklerini düşünüyorum. Umarım yıllar sonra çocuklarınla, sen de öyle kardeş paylaşımı barındıran bri ilişkiye sahip olursun.

Bir de maşallah eşinin desteğine.

Adsız dedi ki...

Yazılarını tekrar okumak ne güzel sevgili Günebakan!Kardeş konusu karışık. Senin durumunda kardeşin olsa dinamikleri belki daha da değişirdi ailenin. Maalesef olumsuz yönde olabilirdi. Biz mesela 5 kardeşiz ve bazan annemin beşimizi de birbirinden soğuttuğunu düşünüyorum. Beni, ona; onu bana, öbürünü diğerine şikayet eder durur. Ben çok etkileniyorum, sevmiyorum bu şikayetleri. O rutin ve sıradan birşey gibi yapıyor. Ablamlar çok etkilenmiyorlar çünkü araları yaşça yakın,hem birbirleriyle hem de annemle. Abim zaten soğuk ve uzak durmayı sever ama olan bana oluyor. Eş durumları da işin içine giriyor. Eşim mesela bu duruma çok içerliyor.Abuk sebeplerden ablamın kocası benimle konuşmuyor, diğer ablam eşimle konuşmuyor.Ben de haliyle onların evine gidip gelemiyorum. Geriye bir tek diğer ablam kalıyor ki yazık onun da kendi derdi ona yeter.Annem işte maalesef yapıcı davranmıyor. Belki de annemi saymıyorlar.Bir de kızıma bakıyorum o kadar kardeş meraklısı ve isteklisi bir çocuk ki...Senin büyükle yaşıt. Ben de kardeş fikrinden çok uzaktım ama artık düşünmek istiyorum.

gunebakan dedi ki...

serpilcim
sağlıkla büyütelim çocuklarımızı. sen de benim gibi ilkokul 1de çocuğuna kardeş yapanlardansın. bunu ayrı bir tez konusu olarak konuşmak istiyorum ben...çok zor bir dönemdi ama şükür bitti...

nuraycım bebeğini sağlıkla kucaklamanı diliyorum. biraz büyüt ondan sonra ikinciyi düşünürsün şekercim. bütün çekilenler unutuluyor merak etme...

gunebakan dedi ki...

yelizcim canım benim, yazacağım ilk fırsatta. arcayı öperim...

vuslatçım böyle anneler var maalesef. ben de biliyorum birkaç tane. üzüldüm senin durumuna ama en azından başın sıkışsa, yine onlar koşar yardımına bence. en azından şansın var. bende o da yok. yine de güzel ve huzurlu günler diliyorum kardeşlerinle sana. kardeşlerin birbiriyle ilişkisinde anne-babanın tutumu da çok etkili olabiliyor. bizler öyle olmayız umarım.

pınar dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Ne kadar güzel bir yazı...

Kanaryayı odaya getirmen içime dokundu.

Kardeş'in Karındaş'tan geldiğini duymuştum ama unutmuşum. Şimdi ikinci çocuğum olunca daha farklı bir anlamı oldu bu kelimenin benim için.

İki çocuğunu da sağlıkla, sevgiyle büyütmen dileğiyle...