4 Ocak 2011 Salı

2011'DEN İSTEKLERİM

İlk beklentim elbette sağlık.
Sonra mutluluk, huzur vs...Klişeleşmiş olanları geçeceğim...

Benim 2011’den kendimle ilgili en büyük dileğim: çocuklarıma daha çok zaman ayırabileceğim, aynı zamanda da, daha fazla para kazanabileceğim bir iş bulmak, iş yapmak, iş kurmak...Ne olursa artık...

Ama işin kötüsü, bunu gerçekleştirmek için ne yapacağımı bilmiyorum. Sadece istiyorum. İstemek yetmez elbet. Birşeyler de yapmak gerek. Ama ben, bunu nasıl gerçeğe dönüştürürüm hiçbir fikrim yok.
Aylardır, neye yeteneğim olduğunu, neyi iyi yaptığımı düşünüyorum, düşünüyorum. Bulamıyorum. Ortada ciddi bir özgüven problemi var gibi görünse de, yıllardır özel sektörde, üretimde çalışmış bir mühendisim ben. Başka ne yaparım? Hiçbir fikrim yok.
Pasta?Komik olma, her köşe başında neredeyse şeker hamurlu pasta yapan biri var artık.
Meze? Kek? Börek? aynısı bunda da geçerli.
El işinden süsler,nikah, bebek şekerleri falan yapsam? saçmalama, bu konuda yetenek sıfır bende.
Kendi alanımda yapmaya çalıştığım danışmanlık işinde zaten ufak bir deneme ile başarısız olmuştum. Bu alanda da artık para kazanma şansı kalmadı. Var olan şirketler kapanıyor.
Organizasyon şirketi kursam? Çevre gerek, bende çevre ne gezer? Hem sevmem ki böyle şeylerle uğraşmayı.
Organik tarım işine girsem? Arazi nerede? Hani bu iş için gerekli para?
Organik süt, yoğurt dağıtayım, civar köylerden toplayıp, kapılara bırakayım hergün? Hesap yaptım, sağlam bir para kazanabilmek için haşmetli bir miktar süt dağıtabilmek gerek, hani durmadan tüm gün çalışsam bile olmuyor.
Resim, müzik, sanatın hiçbir dalına yeteneğim yok...
Bir yer açsam hayalimdeki gibi, çocuklu ailelerin rahat edeceği? Yine sağlam sermaye gerek...Çoğu zaman elimi kolumu bu para bağlıyor zaten...

Peki bu hayatta ben, ben olarak neyi iyi yaparım? Düşündüm düşündüm bulamadım. Çok üzüldüm gerçekten. 36 yaşında böyle bir sonuca varmış olmaktan dolayı çok üzüldüm. Sadece annelikte bir miktar başarılı buldum kendimi, o da bir miktar...çuvalladığım çok zaman olması bir yana, onu da yapacak zaman bulamıyorum zaten çalışmaktan:(((
Velhasıl aylardır kafa patlattığım bu konuda, hiçbir yere gelemedim. Ne kadın girişimciye verilecek hibeler, ne sıfır faizli krediler kafamda bir ışık yaktı. Bu projelere başvuran yüzlerce insan olmasına şaştım, hatta imrendim.

Şimdi kaderin kapımı hiç beklemediğim bir anda çalmasını, kucağıma gökten zembille bir fırsat düşmesini, birgün rüyama ak sakallı bir dedenin girmesini, mısırdaki hiç görmediğim amcamdan miras kalmasını falan bekliyorum...
İşte benim 2011’den en büyük beklentim budur sevgili günlük...

Diğerlerine gelince,
5-6 kg daha verip, rahat ettiğim kiloya dönmeyi,
Daha çok, hatta çok kitap okumayı,
Bir miktar spor yapabilir hale gelmeyi,
Daha az vesvese etmeyi,
Daha iyimser olmayı,
Büyük kızımın gitarda ilerlemesini, 2.sınıfı da mutlulukla bitirmesini,
Küçük kızımın süt içmeye başlamasını, bu yaz bezi bırakmasını,
Ev borcumuzu minimize edebilmeyi,
Hatta detaya girecek olursak, salon aydınlatmalarını değiştirmeyi,
Saçlarımı uzatmayı,
Dişlerimi beyazlatmayı,
Mutfağa dolap yaptırmayı,
Yine salona kalın perde diktirmeyi,
Ebeveyn banyosundaki lavaboyu değiştirmeyi,
Sevgilimle daha çok sinemaya gidebilmeyi,
Geceleri daha uzun uyuyabilmeyi,
Yazın denizde daha çok yüzebilmeyi,
Mutfağımda yine lezzetli yemekler yapacak zaman bulabilmeyi,
1000 parça bir puzzle bitirebilmeyi

İstiyorum bu yıl...







2 yorum:

yeliz dedi ki...

biliyor musun ben de aynı şeyi düşündüm geçenlerde. çok yönlü biri olmadığıma hayıflandım. bugün bu işim olmasa yarın ne yapabilirim? ama bizim gibilerin işsiz filan kalması lazım dürtülmesi için:) ilkerin kuzeninin karısı cms de ithalat ihracatta çalışıyordu hem d çok tecrübeliydi. departman kapandı işsiz kaldı. şimdi eltisiyle bir çay dükkanı açtılar, çinden çay getiriyor. acaba şu anda eski işinde çalışıyor olsa bu olaya el atmaya cesaret edebilir miydi? hiç sanmıyorum.

HALE ATMACA dedi ki...

ofiste öğle yemeğimi yerken bir taraftan bloglara göz atayım dedim.Okudukça çatal elimde, ağzım açık kalıverdim.Sanki ben söylemişim, sen yazmışsın... sanki sen yazdıkça ben düşünmüşüm.Faaliyet konularına, yapılamama sebeplerine hatta Mısır' da miras kalması beklenen amcaya kadar aynı. Nasıl olabilir bilmiyorum...yani ya çok acaip bir durum var, ya da hepimiz aynıyız aslında.Son 1 aydır şu çocuklu mekan fikri hep dilimde,aklımda mesela. : )

Şunu biliyorum ki 1 tek hayatım var ve başka türlü birşey istiyorum.Bu değil...bu iş değil, bu hayat değil, bu ezbere günler değil. Cesaretim olmamasına, bir yerinden tutup başlayamamama kızıyorum en çok.Bir gün olacak umudu da hep içimde bir taraftan.Kızımın oda süslerini ben yapmıştım hamileyken mesela, beğendim de gerçekten ... neden olmasın diyorum.Sonra ne kadar kazanılır ( paraya ihtiyacımız var sonuçta ), bu işi yapan bir sürü kişi var, nasıl pazarlanıra takılıyorum. Bunlar korkaklığımın bahaneleri belki de ...bilmiyorum.Ama yazdıklarını okumak,tam da aynı şeyleri düşünen, özlyen birini görmek heyecanlandırdı beni.Hani sanki kendime ortak bulmuş gibi sevindim. Hangi şehirdesin bilmiyorum ama keşke tanışabilsek. Svg.