22 Aralık 2009 Salı

Kısa, kısa, kısa

- Araba kullanırken, mesela 120 ile sol şeritte gidiyorum diyelim, sağ şeritte de bi dolu ağır vasıta sıralanmış. Yokuş çıkıyoruz. Arkamdan bi tane araba gelip, afedersiniz .ıçımın dibine kadar yaklaşıyor. Başlıyor selektör yapmaya. Ay deliriyorum o zaman. Napayım, tırların altına mı, önüne mi atayım kendimi. Az bekle, 3 saniye içinde yol vericem sana. Ama sinirim tutuyor, kamyonu geçsem bile vermiyorum bazen yol. Bu arkadaki salak selektörleri şakır şakır gözüme gözüme şaklatıp, sonra sinir olup, roaaaaarrrr şeklinde bir homurtu ile sağ şeritten basıp gidiyor, muhtemelen bana da küfrediyor o da ayrı...Bunu yapan erkeklerin tamamının iktidarsızlık sorunu yaşadığına %100 eminim desem inanır mısın sevgili günnük? Hele böyle panelvan, kamyonet ya da minibüs tipi bir araçsa, farları yüksek kalıyor benim arabama göre. Vallahi billahi timsaha benzetiyorum o anda dikiz aynasından bakınca. Sanki döt döte ilerliyoruz bi timsahla, öyle bi his...Ama bazıları efendi efendi, takip mesafesini koruyarak bekliyor. Yol açılınca çekiyorum sağa. Hani ben de 50-60 ile sol şeritte seyretmiyorum. Ama bi audi, bi volvo, bi 4X4 ile yarışamam elbette...
- Yine aynı manzara. Ama uzun zamandır gidip geldiğim için yolda radar olduğunu biliyorum. Sol şeritte yavaş gidiyorum bu kez hakikaten. Arkamdaki yine yol istiyor. Hemmmen sağa çekip geçmesine izin veriyorum. Kendisine az ilerideki polis kontrolünde, polise dil dökerken bay bay yapıyorum sonra. Hehehheheh...
- Uzun yol şöförü gibi oldum, yol hikayelerim var artık resmen...
- Temizlikçim artık işi iyice savsakladı. Salonda zaten topu topu 2 fotoğraf çerçevesi, 2 tane de mumluk var. Onları bari kaldır da rafın tozunu öyle al be kadın. Bezi etrafından geçirme. Arkalarında yazı yazacak kadar toz kalıyor. Lavabolar desen ona keza. Artık evim cumaları temizlik kokmuyor. 8 yıldır geliyor, iyice yavşadı ilişkimiz. Derhal gözden geçirilmesi gerek...
- Bugün süt sağdığım poşet patlak çıktı. Ben geç farkettiğim için 20 cc sütüm boşa aktı. Çok sinir oldum çoook...firmaya mail attım, hiçbirşey çıkacağını sanmam ya neyse. İlk kızımda avent poşetler vardı, onda aynı şey başıma gelmişti. Firmaya mail attığımda hemen yeni bir kutu poşet, mama önlüğü vsden oluşan bi hediye seti göndermişlerdi...poşetin bir kutusu 35.6 tl hiç fena olmaz birkaç kutu yollasalar gönlümü almak babından ama nerdeeeee....
- küçük kuzumun gözündeki iltihap devam...bugün göz doktoruna gittik. Farklı bir tedavi ve masaj yöntemi önerdi. 1 ay sonra geçmezse basınçlı su ile açmaya çalışacaklar. Yine geçmezse operasyon olabilir. Gözyaşı kanallarında tıkanıklık varmış.
- Bir önceki hafta sonu çok güzeldi. Önce dostlarla brunch, küçük kuzuyu da aldım gittim. Orada tüm şirinliği üstündeydi. Sonra büyük kızın arkadaşının doğumgünü. Küçüğü anneme gazlayıp büyüğü alıp gittim. Annelerle tıkınıp lafladık. Pek eğlendim.
- Kuzumanım muhallebiye bayılıyor. Dün azıcık elma suyu da tattırdık. Şlap şlap yalanıyor. Meme konusunda da ehh işte, aynı şekil ittire kaktıra devam. Allah’ım şu 6 ayı bir tamamlasam o kadar dert etmeyeceğim. Anne sütünü arttırayım diye yemediğim şey hakikaten kalmadı. Nefret ettiğim ciğeri de yemeye başladım ya, kendimi alkışlıyorum...
- Çok şişmanım. Fil tabiri benim yanımda küçük kalır. Yine faik sönmezden giyinmeye başladım. Rüyamda sürekli kocamın beni jimnastikçi kızlarla falan aldattığını görüyorum. Sapık mıyım neyim. Eşim “tam erkek fantezisi olacak rüyalar görüyosun, manyak mısın sen” diyor. Harbiden manyak mıyım, hadi aldattığını göreyim de, jimnastikçi kız diye bir detayı neden zihnim ekliyor bu rüyaya? Freud olsa ne derdi acep?
- Büyük maymunyes, kıskançlıklara başladı. dün akşam açık açık sordum. "Evet anne, kardeşimi kıskanıyorum, çünkü sen ona çok vakit ayırıyorsun" dedi. Ben de "evet haklısın, ben olsam ben de kıskanırdım, seni çok iyi anlıyorum" dedim. Yıllar önce gittiğimiz psikolog kadın böyle dememizi tembihlemişti. Çocuğa "aaa kıskanacak ne var, seni de seviyorum" demek yerine, seni anlıyorum demek lazımmış. Bu her konu için geçerli. Mesela "bunda ağlayacak ne var, hiç ağlanır mı" deriz hep genelde tepki olarak. çok yanlışmış. Çocukta "kimse beni anlamıyor, çok yalnızım" hissini güçlendirir, daha da kötü hissetmesine neden olurmuş. Oysa "seni anlıyorum, ben de öyle hissederdim" dersen, anlaşıldığını görür, kendini daha çok açar, dinler ve de daha kolay ikna edilebilirmiş. Ben de çocukluğuma dair birkaç şey anlattım. Bende kardeş olmadığından, kuzenlerimi kıskandığıma dair anlattığım şeyleri inandırıcı bulmadı. "Onlar gece sizin evde kalmıyormuş ki" dedi kestirdi attı...Kardeşinin beslenme ve birçok temel ihtiyacı için bana ihtiyacı olduğunu, kendisinin de böyle büyüdüğünü söyleyince, "neden anne sütü alması gerekiyormuş, mama da içebilir" dedi sıpa. ama genelde çok sevecen ve müşfik, kardeşine karşı. Etrafta gördüğüm birçok çocuğa göre çok daha iyi atlatıyor bu dönemi sarı kuzum benim...
- Yeliz senin mimin hala aklımda, söz valla cevaplayacağım. Ciddiye almadım sanma oldu mu şeker?
- Yılbaşı geliyor, derhal bi bilanço yapmak, yeni kararlar almak gerek :) 2009 bana neler getirdin böyle, 2010 senden bunnarı bunnarı bekliyom...türünde bi yazı yazasım var...
- Uykusuzum, küçük kuzu uyku düşmanı. Ama şikayetçi miyim, çok değil aslında. Gece uykuda da olsa emsin de, razıyım...
- Özgür annenin elasının doğumgünü geliyor. Hiç unutmuyorum bloğuna sayaç koymuştu. Elanın doğumgününe kaç gün kaldığını gösteriyordu. 253 günü falan görünce oooy daha ne çok var, nasıl hevesle bekliyordur şimdi diye düşünmüştüm..Şimdi ben hesapladım, bizim kuzukulağın doğumgününe 226 gün varmış. Büyük maymununkine 68 gün. Hep büyüğün doğumgününde küçük 7 aylık olacak diye seviniyordum. O günlere de az kaldı şükür...
- Şimdilik burada kesiyorum. Aslında bi yazasım var, bi yazasım var...

Not: Fotoğrafı araba kullanırken çekmedim. Sağ koltuktaydım :)

12 yorum:

yeliz dedi ki...

hiiç mühüm değil günebakanım mim işi keyif işi:)
bu arada katılıyorum, yol hikayelerine. sonra 2009 muhasebesini ben de yapmalıyım 2010da neler yapmak lazım.
ilthap olayında tavsiyem naçizane iyice bastırarak masaj yapman. sen kuzuya kıyamıyorsundur şimdi:) arcanın tenini kızartasıya kadar bastırıyordum, işe yaradı.
çok çenem düştü, yok böyle olmıcak, yine bigün iş dönüşü telefonlaşalım eve kadar kaynatalım:) o gün ben yolu uzatmıştım biliyo musun:)
öptüm

paçoznuri ve saz ekibi dedi ki...

ay günebakan yaaa!
az önce bi yazını okudum daha kırkın çıkmamış hani herşeye ağlamışsın ya ha işte o yazı! benimde ikinci lohusalığım çok kötüydü yaa! kırk gün boyunca her boka ağladım, süt yapacam diye doğumdan sonra o kırk gün içinde 5 kg aldım, kırk günde kırk kalıp kek yedim. ay bu lohusalık çok gıcık di mi yaaa o günleri hatırlayıp sinirlendim bak şimdi...

Ozguranne dedi ki...

heheheh aslan şöfööörrr:))))

Adsız dedi ki...

Sevgili Günebakan, Ben de senin lohusa döneminde manyak mısın kardeşim çocuğun kilo alımı normal türü bir yorum bırakmıştım. Benim blogum yok, böyle blog otlakçılığı yapıyorum yorum yazarak ama o zamandan bu zamana adımı eklemeyi öğrendim.Neyse...sol şerit olayı ve selektör...haklısın valla. yalnız ben elin adamlarına küfrederdim ama benim koca da aynı. Sabırsız bunlar sabırsız...Anaların karnında 9 ay nasıl kalmışlar. Ben kadınlara yapıyorlar sanıyordum ama benimkisi herkese yapıyor valla.Ha Mercedes'e yapabiliyor mu? Hayır...sadece iç geçiriyor benim de olsa diyor dönüyor bana "aldırmadın 2004 modelini" diyor falan...Hikayenin sonu güzel bitmiş ama.2010 yılı dilekleri projeni destekliyorum.Ben de senelerden sonra bu yılbaşı 2010 yılı için dileklerim olsun istiyorum. Yeni bir dil öğrenmek istiyorum, ben de kilo vermek istiyorum.Çok fazla bir dileğim de yok aslında sağlık ve mutluluktan başka. Sana da yavrukuşlarınla sağlıklı ve mutlu bir sene diliyorum bu vesileyle.

gunebakan dedi ki...

yelizcim valla o gün seninle konuşmak çok iyi gelmişti bana da.
masajı bastırarak yapıyoruz dediğin gibi. epeyce düzeldi şükür. önceden yaptığımız hiç etkili değilmiş. öperim canım. arcayı da mıncırırırım.

gunebakan dedi ki...

paçozum, benim lohusalıklarım pek pis geçer. ikinciyi de psikopata bağlayarak yaşadıktan sonra buna karar verdim ben.
hadi birincide sarılık marılık derdimiz çoktu. bunda hiçbirşey olmamasına rağmen yine arızaydım ben. yine ilk 3ayı bok ettim. şu yeni doğum yapmış olup da, ah ah sormayın ne kadar mutluyum, bulutlardayım, herşey harika diye yazanlara gıcık oluyorum. daha doğrusu kıskanıyorum...

gunebakan dedi ki...

özgür annem
şöfeeer şöfeer diyorum kendime.
işsiz kalırsam bi otobüs firmasına kaptan şöför olarak başvuracağım.

gunebakan dedi ki...

vuslat kardeş, eşinde mi yapıyor böyle???
sözüm meclisten dışarı o zaman:)
aman valla ben pek sinir oluyom, noolur söyle yapmasın kimseye. gerçi ben istanbulda yaşamıyorum, karşılaşma olasılığımız yok ama olsun...
ben de sağlık diliyorum sizlere...

k.i.s.d. dedi ki...

günebakan sen aceba "nefin" olabilir misin?

Adsız dedi ki...

Sevgili günebakan, bloğunu yeni keşfettim. Benim de bebeğim 2 eylül doğumlu. Psikopata bağlamak dışında yaşadıklarını okuyunca sanki kendim bir blog açmışta yazıyormuşum gibi hissettim. Büyük kızım 11 yaşında. 2 Kasımda işbaşı yaptım. İzmirde karşıyaka da oturuyorum. Bebeğim az kilolu doğdu. Mama vermemek için çok direttim. Ama sütüm yetmediği için 1,5 ay boyunca bebekle yapışık olarak evde gezdik. Biri gelip bir bardak su, bir lokma ekmek versin diye bekledim. Sütümün yettiğini düşünüyor gaz sancısı falan çektiğini zannediyordum. Meğerse çocuk açmış. Açlıktan karnı da ağırırmış. İstemeyerek de olsa günde 60-90 cc arası mama takviyesine başladım. Artık saatler süren uykular, gece hiç uyanmamalar en önemlisi karnının doyması ile ağlamayan bir bebek beni açıkçası hem mutlu, hem huzurlu biraz da üzgün yaptı. Nasıl bu kadar zaman bebeğimi aç bıraktım diye kendi kendime kızdım. İşbaşı ile birlikte yemek saatlerinin düzene girmesi bol içecek takviyesi ile günlük 450-500 cc süt sağıp ertesi günü kurtardık. Doktorumuz çok memnun kaldı. Kilo alımı da normale döndü.Mama olarak keçi sütünten imal edilen Golden Goat kullanıyoruz. Bu da doktorumuzu memnun etti. Temini zor ve biraz pahalı bir mama olduğu için dr hiç söylemedim bile dedi. Şimdi herşey yolunda. 9 Ocakta kontrolümüz var. Ek gıdalara başlaşacağız. Sütümde biraz azalma var gibi. Süt osun diye herşeyi yemekten doğumdan sonra 7 kilo aldım. Bebeğime annem bakıyor. Çığlıklar konuşmalar hele ablası ile sohbet... Bayılıyor ablasına.
Nasıl çok benziyor değil mi hikayemiz?

gunebakan dedi ki...

sevgili adsız arkadaşım, ay hakkaten benzermiş hikayeler...
ben de doğumdan sonra 7 kilo aldım. günde 1 vitamalt içip, süt olsun diye herşeyi yemekten...
ben de günde 400-450cc civarı süt sağabiliyorum. senin benden de iyiymiş, hiç azalıyor diye düşünme bence...daha ne sağacaksın ayol, kaç seferde sağıyorsun bu miktarı ve kaç saatte 1?
ben direttim ve mama vermedim, kilo alımı sınırda gitti hep ama mamaya alışır diye korktum. golden goat biliyorum, ama ne bileyim, doktor da mama verelim diye önermeyince minimum mama desteği ile geldik bugünlere. 5.ayda muhallebiye başladık işte...son havadisleri yazacağım sonraki yazımda...

Adsız dedi ki...

Merhaba ben Gamze (adsız)İsmimin nasıl yazıldığını bulamadım.

Sevgili günebakan kontrolümüzü olduk geldik. 600 gr. almışız. Ama dr dert etmedi. Mutlu ve huzurlu bir çocuksa sorun yok dedi. Ben sağla işlemini önceleri iki saatte bir yapıyordum. Sonra işyerinde günde ikiye düşürdüm, gece bir sabah da bir olmak şeklinde 4 defada sağıyordum. Bir miktar azalma olduğunu farkettim. Daha doğrusu bebek bütün gece beni emmek istediği için sağınca daha az oldu gibi geldi. Dr. bırak senden emsin. Azaldığını zannedersin ama bebek emdikce beyine daha cok uyarı gider dedi. Sabah ve öğle arası elma suyu, öğlen ile akşam arası yoğurt, akşam öğünü olarak da muhallebiye başladık. Yoğurt makinası aldık, keçi sütü ile mayaladım. İlk olarak bugün tadına bakacağız. Muhallebiyi ve elmayı çok sevdik. 4. ay aşılarımızı cuma günü yaptırdık. Şimdilik herşey yolunda. Aslında ben de bir blog düşünüyorum ama yazacak çok değerli şeyler bulabilir miyim bilemiyorum. Bir de nasıl yapılacağını...

Sizlerin gelişimini merakla bekliyorum. Geçmiş sayfalarını da zaman buldukca okuyorum. Sen = Ben. Bu kadar benzenlik şaşılacak gibi.